|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bir dakika |
a minute i.
|
|
As a mark of respect for those who died, I ask you to rise in a minute's silence.
Ölenlere saygının bir göstergesi olarak, sizlerden bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.
More Sentences
|
2 |
Genel |
bir dakika |
one minute i.
|
|
Providing a comprehensive overview of the report in just one minute now is impossible.
Raporun kapsamlı bir özetini şu anda sadece bir dakika içinde sunmak mümkün değil.
More Sentences
|
3 |
Genel |
(bir şey için) bir dakika ayırmak |
take a moment (for something/to do something) f.
|
|
That may be our problem rather than yours, but could we just take a moment to clarify?
Bu sizin değil de bizim sorunumuz olabilir ama bir dakikanızı ayırıp açıklığa kavuşturabilir miyiz?
More Sentences
|
4 |
Genel |
bir dakika |
just a minute ünl.
|
|
But joking apart, what can I say to you in just a minute?
Ama şaka bir yana, bir dakika içinde size ne söyleyebilirim?
More Sentences
|
Colloquial |
|
5 |
Konuşma Dili |
bir dakika |
one moment i.
|
|
Would you excuse us one moment?
Bize bir dakika izin verir misin?
More Sentences
|
6 |
Konuşma Dili |
bir dakika lütfen |
one moment please ünl.
|
|
One moment please, someone knocks on the door.
Bir dakika lütfen, biri kapıyı çalıyor.
More Sentences
|
7 |
Konuşma Dili |
bir dakika bekleyin |
wait a minute expr.
|
|
Could you please wait a minute?
Lütfen bir dakika bekler misin?
More Sentences
|
8 |
Konuşma Dili |
bir dakika (bekle) |
just a moment expr.
|
|
No, sorry, just a moment.
Hayır, üzgünüm, bir dakika.
More Sentences
|
9 |
Konuşma Dili |
durun bir dakika |
wait a minute expr.
|
|
Wait a minute, this one, with the dagger.
Dur bir dakika, işte bu, hançerli olan.
More Sentences
|
Speaking |
|
10 |
Konuşma |
bekle bir dakika |
wait a minute expr.
|
|
Wait a minute, Mary!
Bekle bir dakika, Mary!
More Sentences
|
General |
|
11 |
Genel |
bir son dakika gelişmesi |
a flash news i.
|
|
12 |
Genel |
bir son dakika gelişmesi |
a breaking news i.
|
|
13 |
Genel |
bir son dakika gelişmesi |
a last minute development i.
|
|
14 |
Genel |
bir dakika içinde alınabilecek mesafe |
minute i.
|
|
15 |
Genel |
bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give someone pause f.
|
|
16 |
Genel |
bir kaç dakika daha |
a couple of more minutes zf.
|
|
17 |
Genel |
bir dakika! |
wait a minute! ünl.
|
|
Colloquial |
|
18 |
Konuşma Dili |
bir dakika geç kalmak |
be a minute late f.
|
|
19 |
Konuşma Dili |
bir dakika lütfen |
one minute please ünl.
|
|
|
20 |
Konuşma Dili |
bir dakika/saniye |
just a mo expr.
|
|
21 |
Konuşma Dili |
bir dakika/saniye |
half a mo expr.
|
|
22 |
Konuşma Dili |
bir dakika bekle |
hang on a minute expr.
|
|
23 |
Konuşma Dili |
bir dakika/saniye |
hang on a mo expr.
|
|
24 |
Konuşma Dili |
dur bir dakika |
not so fast expr.
|
|
25 |
Konuşma Dili |
(çok kısa bir süre sonra/hemen) bir dakika içinde |
in just a minute expr.
|
|
26 |
Konuşma Dili |
bir dakika! (bir konuşma esnasında araya girip birinin dikkatini çekmek için söylenir) |
stop the music! hold everything! expr.
|
|
27 |
Konuşma Dili |
bir dakika bile |
not for a minute expr.
|
|
28 |
Konuşma Dili |
bir dakika bile |
not for one minute expr.
|
|
29 |
Konuşma Dili |
bir an/dakika bile |
not for one moment expr.
|
|
30 |
Konuşma Dili |
bir iki dakika |
a moment or two expr.
|
|
31 |
Konuşma Dili |
(belli bir zamandan/saatten) 15 dakika önce |
(a) quarter of (a given hour in time) [us] expr.
|
|
32 |
Konuşma Dili |
bir dakika |
hold the phone exclam.
|
|
33 |
Konuşma Dili |
bir dakika bekle |
hold the phone exclam.
|
|
34 |
Konuşma Dili |
bir dakika |
hold the phone exclam.
|
|
35 |
Konuşma Dili |
dur bir dakika |
hold the phone exclam.
|
|
36 |
Konuşma Dili |
bir dakika! |
hold the phone! exclam.
|
|
37 |
Konuşma Dili |
bir dakika bekle! |
hold the phone! exclam.
|
|
38 |
Konuşma Dili |
bir dakika sus/susun! |
time (out)! exclam.
|
|
Idioms |
|
39 |
Deyim |
bir dakika durmamak/oturmamak |
not let the grass grow beneath (one's) feet f.
|
|
|
40 |
Deyim |
dakika bir gol bir olmak |
fall at the first hurdle f.
|
|
41 |
Deyim |
(birine) bir dakika vermek |
give (someone) a minute f.
|
|
42 |
Deyim |
(birine) bir dakika müsaade etmek |
give (someone) a minute f.
|
|
43 |
Deyim |
(birine) bir dakika/dakikalığına izin vermek |
give (someone) a minute f.
|
|
44 |
Deyim |
bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give pause f.
|
|
45 |
Deyim |
bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give pause for thought f.
|
|
46 |
Deyim |
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give (somebody) pause for thought f.
|
|
47 |
Deyim |
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give (somebody) pause f.
|
|
48 |
Deyim |
(birinin) bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give pause to (one) f.
|
|
49 |
Deyim |
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give pause to someone f.
|
|
50 |
Deyim |
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give pause to someone (for thought) f.
|
|
51 |
Deyim |
birinin bir dakika durup düşünmesini sağlamak |
give someone pause (for thought) f.
|
|
52 |
Deyim |
bir dakika boş duramazsın |
there is never a dull moment expr.
|
|
53 |
Deyim |
bir an/dakika bile sıkıcı geçmez |
never a dull moment expr.
|
|
54 |
Deyim |
bir dakika boş duramazsın |
never a dull moment expr.
|
|
55 |
Deyim |
bir dakika bile düşünmeden |
in a heartbeat expr.
|
|
56 |
Deyim |
bir an/dakika bile sıkıcı geçmez |
there is never a dull moment expr.
|
|
Speaking |
|
57 |
Konuşma |
bir dakika önce söylediğin bir dakika sonrasını tutmuyor |
what you say one minute doesn't mean anything the next expr.
|
|
58 |
Konuşma |
bir dakika konuşabilir miyiz? |
can I speak to you a minute? expr.
|
|
59 |
Konuşma |
bir dakika içinde yağmur başlayacak |
it's gonna start raining in one minute expr.
|
|
60 |
Konuşma |
bize bir dakika müsaade edin |
give us a minute expr.
|
|
61 |
Konuşma |
bir dakika bekle! |
hold on a minute! expr.
|
|
62 |
Konuşma |
bir dakika önce söylediği bir dakika sonrasını tutmuyor |
what she says one minute doesn't mean anything the next expr.
|
|
63 |
Konuşma |
bir dakika bekler misin |
could you wait a second expr.
|
|
64 |
Konuşma |
bir dakika düşüneyim |
let me think for a minute expr.
|
|
65 |
Konuşma |
bir dakika konuşabilir miyiz? |
can I talk to you for a minute? expr.
|
|
66 |
Konuşma |
bir dakika |
wait up a minute expr.
|
|
67 |
Konuşma |
bize bir dakika izin verir misin? |
can you give us a minute? expr.
|
|
68 |
Konuşma |
bir dakika düşünmeme izin ver |
let me think for a minute expr.
|
|
69 |
Konuşma |
bir dakika önce söylediği bir dakika sonrasını tutmuyor |
what he says one minute doesn't mean anything the next expr.
|
|
70 |
Konuşma |
bize bir dakika izin verin |
just give us a minute expr.
|
|
71 |
Konuşma |
bir dakika bile sürmez (geliyorum hemen) |
I won't be a minute expr.
|
|
72 |
Konuşma |
bir dakika |
hang on expr.
|
|
73 |
Konuşma |
bekle bir dakika! |
hold on a minute! expr.
|
|
74 |
Konuşma |
bir dakika! |
hold your horses! expr.
|
|
75 |
Konuşma |
bize bir dakika izin verebilir misiniz? |
can you give us a minute? expr.
|
|
76 |
Konuşma |
bize bir dakika izin verir misiniz? |
can you give us a minute? expr.
|
|
77 |
Konuşma |
bize bir dakika izin verebilir misin? |
can you give us a minute? expr.
|
|
78 |
Konuşma |
bir dakika hatta bekler misiniz? |
hang on a while expr.
|
|
79 |
Konuşma |
bir dakika bekle! |
hold on for a minute! expr.
|
|
|
80 |
Konuşma |
bekle bir dakika! |
hold on for a minute! expr.
|
|
81 |
Konuşma |
onunla birkaç dakika yalnız kalmamın bir mahsuru var mı? |
do you mind if I have a couple of minutes alone with him/her? expr.
|
|
Chat Usage |
|
82 |
Chatleşme Dili |
bir dakika |
bbiab (be back in a bit) expr.
|
|
Politics |
|
83 |
Siyasal |
sürekli aydınlık için bir dakika karanlık |
one minute darkening for incessant enlightening i.
|
|
Technical |
|
84 |
Teknik |
bir dakika teli |
one-minute wire i.
|
|
Computer |
|
85 |
Bilgisayar |
bir saat ve bir dakika |
one hour and one minute expr.
|
|
Sport |
|
86 |
Spor |
bir mili iki dakika kırk saniyede kat etme |
two-forty i.
|
|
Music |
|
87 |
Müzik |
her bir yüzü en fazla beş dakika kayıt alan plak |
single i.
|
|
Archaic |
|
88 |
Eski Kullanım |
hemen geliyorum (bir dakika bile sürmez) |
I shan't be a moment expr.
|
|
Slang |
|
89 |
Argo |
dur bir dakika |
hold you hard expr.
|
|
90 |
Argo |
bir dakika dur bakalım |
hold you hard expr.
|
|
British Slang |
|
91 |
İngiliz Argosu |
bir kaç dakika |
tick i.
|
|
92 |
İngiliz Argosu |
bir dakika |
just a mo expr.
|
|
93 |
İngiliz Argosu |
bir kaç dakika |
two ticks expr.
|
|